Yavuz Sultan Selim Han’ın Hayatı Kısa Özeti
Babası 2. Beyazid Han ve Aişe Hatun’un çoçukları olarak 10 Ekim 1470 yılında Amasya’da dünyaya gelmiştir. Çocukluğundan itibaran Kur’an-ı Kerim, Tefsir, Fıkıh ve Hadis dersleri almaya başladı. Bunun yanı sıra yüksek fen ilimleri öğrendi. Zekası ve çevikliği ile bilinir, ayrıca güreş tutma, ok atma ve kılıç kullanma konularında da yetenekliydi. Arapça ve Farsça dillerini çok iyi derecede konuşmaktaydı.
İhtişama önem vermez, sadeliği sever ve sade giyinirdi. Kendisi için fazla para sarfıyla köşk ve lüks şeyler yapılmasını istemezdi. Sultan Selim Han evliyaya rağbet eder onların sonbetlerine katılmayı bulunmaz bir nimet sayardı. Devamlı; “Padişah-ı Alem olmak bir kuru kavga imiş, Bir veliye bende olmak cümleden ala imiş.” buyururdu.
Kahire-Şam yürüyüşü sırasında, Yavuz Sultan Selim at üstünde giderken, aynı zamanda Anadolu Kazaskeri olan büyük ilim adamı Kemal Paşazâde ile sohbet ediyordu. Çamurlu bir sahadan geçilirken, Kemalpaşazâde’nin atı bir su çukuruna basmış ve sıçrayan çamurlar, Yavuz’un kaftanına kadar yükselmişti.
Büyük bilgin derin bir mahcubiyet içinde kalmış, telaşından özür bile dileyememiş, fakat Yavuz Sultan Selim Han;
“Bir âlimin atının ayağından sıçrayan çamur, bana şeref verir. Öldüğüm zaman, bu çamurlu kaftanı, sandukamın üzerine koysunlar!” buyurmuştur. Vefatından sonra bu vasiyeti yerine getirilmiş, o zamandan beri çamurları ile muhafaza edilmiş olan kaftanı, sandukasının üzerine örtülmüştür.
Dipnot: Bu kaftan İddalara göre 2005 yılında bir ihbar üzere Gülen’e götürülmek istendiği ortaya çıkınca koruma altına alınmıştır. Kaftanı çalmaya çalışan 2 kişi yakalanarak tutuklanmıştır. 16 Nisan referandumundan sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve TBMM Başkanı İsmail Kahraman ile birlikte kaftanı tekrar Sandukanın üzerine konulmuştur.
Devlet Yönetiminde Aldığı Görevler
Babası 2. Beyazid’in tahta çıkması ile Trabzona Vali olarak atandı. Burada sevk ve idare ile devlet yöneticiliğini öğrendi.
Padişahlık Dönemi
Babası Sultan 2. Beyazid’in tahtan çekilmesi üzerine 1542 yılında 42 yaşındayken Osmanlı İmparatorluğu’nun 9. Padişahı olarak tahta çıktı. 8 yıldan biraz fazla süren padişahlık döneminde; Doğu Anadolu, Kuzey Irak, Lübnan, Suriye, Filistin, Mısır ve Hicaz’ı Osmanlı topraklarına katarak devleti iki kat büyüttü. Babasından devraldığı 2,373,000 km2’lik toprakları 6,557,000 km2’ye çıkarttı.
- Mısır’daki son Abbasî halîfesinden emanetleri alarak hilâfeti Osmanlı padişahlarına bağladı.
- 1516’da İstanbul’da ilk tersaneyi kurdu. Burada gemiler inşa edilerek büyük bir donanma yaptı.
1520’de son seferine çıkarken Çorlu ovasında hastalanarak vefat etti.
Yavuz Sultan Selim Han Türbesi
Kanuni Sultan Selim tarafından babası Yavuz Sultan Selim Han anısına 1516 – 1522 yılları arasında Fatih’te Haliç’e hakim olan bir tepe inşa edilmiştir. İçerisinde Külliye, Cami, İbaret, Mektep, Darrüşşifa, Hamam ve Türbeler mevcuttur. Kim tarafında yaptırıldığı kesin olarak bilinmemekte olmasına rağmen mimari yapısı itibari ile Mimar Acem Ali’ye yaptırıldığı tahmin edilmektedir.
Külliyenin farklı bir yapısı, klasik şeklide inşı yapılan, revaklı girişi bulunan sekizgen planlı türbesidir. Külliyenin kıble yönündeki haziresinde yer alan bu türbede, Kıbleye göre en sağda olan sanduka Yavuz Sultan Selim’in sandukasıdır. Ve sandukanın başucuna beyaz bir kaftan asılıdır. Yavuz sultan Selim’in olan bu kaftan dönemin alimlerinden İbni Kemal’in atının çamur sıçrattığı o meşhur kaftandır.
Bu türbenin yanında bulunan benzer mimari özellikleri bulunan öbür türbede ise, Kanunu Sultan Süleyman’ın küçük yaşta ölen kızları ve şehzadeleri medfundur. Ayrıca, külliye haziresinde Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Hafza Sultan mezarı da yer almaktadır. Tarihi Külliyeden bugüne gelen yapılar, cami, türbeler ve dış avlu girişinde bina edilmiş olan sıbyan mektebidir.
Ek olarak sitemizde Yavuz Sultan Selim Camii hakkındaki Yazımızı okuyabilirsiniz.