Yavuz Sultan Selim Camii

Kanuni Sultan Süleyman’ın talimatıyla İnşasına 1519 yılında başlanmış ve 1522 yılında tamamlanmış olan cami ,İstanbul’un Fatih semtinde bulunur. Evliya Çelebi mimarını Mimar Sinan olarak bildirse de pek çok kaynakta Mimarı Acem Ali olarak geçer. 7 selatin cami’den biri olan Yavuz Sultan Selim cami bulunduğu semte de adını vermiştir.

İstanbul’un beşinci tepesi Haliç’te bulunan Cami, Muhteşem Haliç manzarasının yanı sıra sağ tarafında Ayasofya ve tarihi yarımada karşısında da İstanbul’un en eski semtlerinden biri olan Beyoğlu ve Galata Kulesi manzaraları göze çarpmaktadır.

Caminin bir yanında sarnıç varken bir yanı da uçurumdur. Bizans devrinden kalan bu sarnıcın kesin olarak hangi imparatorluk dönemine ait olduğu bilinmiyor. 11 metre derinliği olan bu sarnıç Ortodoks kilisesi azizlerinden Ayios Makios adına yaptırıldığı bilinir.

Yavuz Sultan Selim Camii Mimari Yapısı

Tabhaneli cami örneğinin son temsilcilerinden biri olan bu camii, Edirne camileri örnek alınarak inşa edilmiştir. Cami büyük bir dış avlunun ortasında bulunur ve dış avludan 22 kubbenin dolandığı caminin revaklı iç avlusuna, üç farklı yönde giriş verilmiştir. Bu iç avlunun ortasında, sekiz mermer sütuna sahip sıra dışı bir görünümü olan cami şadırvan bulunur.

Caminin şadırvanlı avlusuna üç ayrı kapıdan girilir. Bu kapılar Türbe Kapısı, Çarşı Kapısı ve Kırkmerdiven Kapısı olarak isimlendirilmiş. Avlunun ortasında bulunan şadırvanı IV. Murad yaptırmıştır. İç avlunun giriş kapısının yan duvarında güneş saati bulunur. Süslü kafeslerini Sultan İbrahim koydurmuştur. Caminin ana kubbesi dört duvardan aşağı iner. Birer şerefeli iki minaresi bulunur. Avlunun dış yüzü ve son cemaat yerinin iç yüzü çinilerle süslüdür. Caminin içinde oymacılık, kakmacılık, çinicilik, hat ve nakış sanatının eserlerini görürüz. Kapı kanatları ve pencere kanatları sedef kakmalıdır. Giriş kapısının sağında ise is odaları bulunur.

Yapı tamamıyla küfeki taştan inşa edilmiştir. Küfeki taşı İstanbul taşı olarak da bilinir. 2000 – 2500 yıl ayakta durma gücüne sahiptir. Topraktan çıktığı anda her türlü işleme alınabilen ve kolay işlenebilen bir taştır. Bu yüzden Roma, Bizans ve Yunan sanatında çoğu eserler küfeki taşından inşa edilmiştir. Ayrıca klimatik bir özelliği olan bu taş yazları sıcaklığı kışları ise soğuğu emerek ortamdaki havayı dengeler. Yapılan son araştırmalara göre de nükleer dalgaları geçirmediği tespit edilmiş. Günümüzde de hala eski eser restorasyonlarında sıkça kullanılan bir taştır.

Yavuz Sultan Selim Camii ihtişamı ve Haliç’e hakim manzarasıyla İstanbul’un beşinci tepesini korumaya devam ediyor.Yavuz Sultan Selim Han Türbesi haakında bilgi için sitemizdeki yazıyı da buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.